Yazı: Hamit Yalçın – Fotoğraf: Melih Uslu
Büyüleyici doğasıyla bambaşka bir gezegeni çağrıştıran kapadokya, unutulmaz bir kış tatili yaşamanız için tasarlanmış dev bir masal parkı gibi…
Kapadokya Gezisi
Kış güneşiyle eşsiz bir çehreye bürünen peribacaları, eski uygarlıklardan izler taşıyan volkanik vadiler, tartan pist yumuşaklığında yürüyüş parkurları, gizemli tüneller ve oksijen yüklü taptaze bir hava… Zirveleri karla kaplı volkanik bir üçgende yer alan Kapadokya’nın masalsı vadileri kış aylarında olağanüstü güzellikte manzaralar sunuyor. Dev bir peribacasının eteklerinde eski bir taş devri yerleşimini andıran Uçhisar, bölgenin doğal kalesi kabul ediliyor. Nevşehir’e sadece 10 kilometre uzaklıktaki bu sevimli köy, antikacı dükkânları ve butik otelleriyle ünlü. Yanı başında uzanan Güvercinlik Vadisi, derin ve uzun bir kanyonda, kayalara oyulmuş güvercin yuvalarıyla ilginç bir görüntü oluşturuyor. 8. ve 9. yüzyıllardan kalma kaya kiliselerinin bulunduğu esrarengiz vadinin içi akarsuların açtığı doğal tünellerle bezeli. İnsanların ve atların rahatlıkla geçebildiği bu tüneller, yürüyüş tutkunları ve fotoğrafçılar için mükemmel birer parkur özelliği taşıyor. Yaklaşık üç kilometrelik Uçhisar – Göreme yolu üzerinde, bölgenin en güzel vadilerini kuşbakışı görme fırsatı bulabilirsiniz.
Kapadokya Gezisi
Kapadokya gezisinin en özel bölümlerinden birini oluşturan Göreme Açık Hava Müzesi artık sadece bir kilometre uzağınızda. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki müzede kayalara oyulmuş çok sayıda manastır, keşiş yemekhanesi, mezar odası ve mahzen bulunuyor. En yenisi 12. yüzyılda inşa edilmiş olan kaya kiliselerinin içindeki duvar resimlerinin renkleri sanki dün yapılmış kadar canlı. Kapadokya’nın en eski yerleşim alanlarından biri olan Avanos da görülmeye değer yerlerden. İlçenin girişindeki dev anıttan da anlaşılacağı üzere burası Hititlerden beri bir çömlek ve seramik üretim merkezi. Kızılırmak Nehri kıyısındaki ilçede, atölyelerden birine uğrayıp ustaların da yardımıyla çömlek yapmayı deneyebilirsiniz. İlçedeki şaheserlerden biri de 13. yüzyıldan kalma bir Selçuklu kervansarayı olan Saruhan. Avanos’un kapı komşusu Çavuşin, terk edilmiş kaya evleri ve tarihi mabetleriyle size keyifli saatler yaşatmaya aday. Çavuşin’in içinden geçen yol ile ulaşılabilen Kızılçukur Vadisi ise Kapadokya günbatımlarının ve dolunay gezilerinin değişmez noktası. Birbirinden güzel peribacalarını görebileceğiniz Paşabağı Vadisi ve açık hava müzesiyle ünlü Zelve, yakın çevrede karşınıza çıkacak iki önemli gezi alanı. Bölgenin en eski ve en zarif taş konakları ise Ürgüp’e beş kilometre uzaklıktaki Sinasos’ta. Günümüzde Mustafapaşa olarak anılan bu tarihi yerleşimde gezinirken, gözünüzü yüzyıllara tanıklık etmiş yapılardan alamıyorsunuz. Son yıllarda konforlu küçük otelleriyle dikkat çeken Sinasos’un zarif konakları, bağ evleri ve yöresel yemekleri de ilgiye değer. Biraz ilerideki Gomeda Vadisi ise filmlere doğal plato olan muhteşem doğasıyla mutlaka gezi listenizde yer alması gereken yerlerden. Jeolojik açıdan yörenin doğa hazinesi Ihlara’nın bir benzeri olan vadi, keyifli yürüyüşler vaat ediyor. Nihayet Kapadokya gezisinin belki de en heyecan verici bölümlerinden birine geliyor sıra. Bölgede sıkça rastlanan, yumuşak tüf kayalara oyulmuş irili ufaklı iki yüz civarındaki yer altı kentinden birkaçının izini sürmeye karar veriyoruz. Bir zamanlar 20 bin kişinin sığındığı rivayet edilen Derinkuyu Yeraltı Kenti, bölgedekilerin en büyüğü. Çoğu ziyarete açılan yer altı kentlerinden diğer önemli ikisi ise Avanos’un kuzeyindeki Özkonak ve Nevşehir’in 19 kilometre güneyindeki Kaymaklı. Bölgede gezilip görülecek yer bol, yeter ki siz vakit ayırın ve enerjinize güvenin. Başka mı? Bembeyaz kar tanecikleriyle süslenmiş peribacalarının fantastik kıvrımları eşliğinde uzun yürüyüşler yapmak, insan eliyle yontulmuş gerçek bir mağara evinde konaklamak, ıssız bir terasta yıldızlara dalmak, vadileri boyayan seher kırmızısıyla kahvaltı yapmak, yeraltı kentlerinin mucizevî dehlizlerinde yaşam izlerini kovalamak… Kapadokya’nın ruhuna inmek ve ona tutkuyla bağlanmak için nedeniniz çok.
Fantastik bir gezegeni anımsatan doğası, peribacaları ve kaya oluşumlarıyla Kapadokya, hayal ile gerçeğin ayırt edilemediği günler yaşamak isteyenlerin tercihi. Bölgenin en büyük doğal kalesi olan Uçhisar ise eteklerine yayılan evleriyle kış aylarında başka güzel. Renk renk kapılarıyla tanınan Sinasos’ta (Mustafapaşa) fotoğraf çekmek için neden çok. Bölgedeki tarihi konaklar ise bir film platosu işlevi görüyor.
Ürgüp’te kapı numaralarında bile peribacası figürleriyle karşılaşmak mümkün. Kapadokya’ya özgü yapılardan biri de yer altı kentleri. Bölgede yaşayan kavimlerin tehlikelerden korunmak amacıyla inşa ettiği çok katlı yer altı yerleşimlerinin birçoğu günümüzde ziyarete açık. Güzel atlar ülkesi olarak anılan Kapadokya’da masalsı vadileri keşfetmenin en keyifli yollarından biri de at safari turları. Yörede yeni başlayanlar için binicilik dersleri de veriliyor.
Aksaray – Nevşehir yolunun 15. kilometresindeki Ağzıkarahan Kervansarayı, Hoca Mesud Hanı olarak da tanınıyor. İnşasına 13. yüzyılda başlanan eser, Selçuklu sanatının karakteristik özelliklerini taşıyor.
Doğanın yalın güzelliğini tarih ve konforla buluşturan Kapadokya, Türkiye turizminin geleceğine de öncülük ediyor. Çoktan terk edilmiş taş konaklar ve mağaralar kadim kültürlerden süzülen zarafetle dünyanın sayılı otellerine dönüşüyor.
Yöresel yemekler Osmanlı mutfağından izler taşıyor. Testi kebabı, iç pilavlı pirzola, pastırmalı humus, patlıcan dolması, Nevşehir mantısı
ve ballı yumurta yörenin lezzetlerinden.
Bölge alışveriş olanakları açısından çok zengin. Dokuma halı ve kilim, el yapımı bez bebek, renk renk çömlekler, seramik işleri ve antika eşyalar Kapadokya’dan alabilecekleriniz arasında.
Kapadokya’da dünyanın en iyileri arasına girmiş çok sayıda kaya oteli var. Uçhisar, Ürgüp, Göreme ve Sinasos’ta konforda yeni anlayışlar geliştirerek dünyaca ünlenen butik oteller sizi bekliyor.
Off-road aktiviteleri için çok uygun stabilize yollara sahip olan Kapadokya’da günübirlik ya da konaklamalı cip safari turlarına katılabilirsiniz. Volkanik kıvrımları takip ederek yapılan bu turlarda yer altı kentleri de ziyaret ediliyor.
Türk Hava Yolları, İstanbul’dan Nevşehir’e haftanın her günü karşılıklı seferler düzenliyor. Hareket saatleri, İstanbul’dan 09:50’de, Nevşehir’den 11:55’te. Havalimanı, Kapadokya Bölgesi’ne sadece 30 dakika uzaklıkta.
Yazın her gün ikiye çıkan uçuş sayısı kışın günde tek sefere düşüyor. www.turkishairlines.com
Kapadokya’yı havadan görmek benzersiz bir deneyim. Göreme ve Ürgüp’te balon turu düzenleyen çok sayıda seyahat acentesi bulunuyor. Şafak vakti havalanan balonlar yaklaşık bir saat havada kalıyor.
Kapadokya’yı havadan görmek benzersiz bir deneyim. Göreme ve Ürgüp’te balon turu düzenleyen çok sayıda seyahat acentesi bulunuyor. Şafak vakti havalanan balonlar yaklaşık bir saat havada kalıyor.
4 ile 13. yüzyıllar arasında yoğun bir manastır hayatının yaşandığı bölgede Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise, Tokalı Kilise bulunuyor.
Kendi Eserinizi Yapın
Avanos, Hititlerden bu yana bir seramik merkezi. Bu sanatın kavimden kavime günümüze dek gelmesindeki en önemli etken Kızılırmak’ın eski yataklarından elde edilen yumuşak ve yağlı toprak. İyice yoğrularak çamur haline getirilen killi toprak, ayakla döndürülen geleneksel tezgâh üzerinde şekilden şekle giriyor. Avanos’taki atölyelerin en önemli özelliği ise kendi eserinizi yapabilme imkânı sağlaması.
Kapadokya, el dokuması Anadolu halılarının birbirinden güzel örneklerini bulabileceğiniz bir merkez gibi. Kökboyası ile yapılan halılar, motif ve renk açısından çok zengin.
Kızılırmak’ta kanoyla balık tutmaya ne dersiniz? Günübirlik düzenlenen turlarda Avanos yakınlarındaki Bozca’dan kanolarla yola çıkılıyor ve Sarıhıdır’da öğle yemeğinden sonra geri dönülüyor.
Uçhisar Kayabaşı Sokak’taki Bezirhane, 1500 yıllık bir ibadet mekânı. Mekân, muhteşem akustiği ve dev kubbeleriyle yıl boyu birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor.
Kütüphaneyi halka götürmek için Ürgüp’ün köylerine eşekle kitap taşıyan Mustafa Güzelgöz’ın öyküsü, Fakir Baykurt’un Eşekli Kütüphaneci kitabında anlatılıyor.
Cami ve hamam başta olmak üzere pek çok Osmanlı eserinin bulunduğu Nevşehir’in eski adı Muşkera. 17. yüzyılda burada doğan İbrahim Paşa, Sultan Üçüncü Ahmet’in kızıyla evlenerek damat unvanı almış. Muşkera’yı mimari yapılarla donatan paşa şehrin adını Nevşehir olarak değiştirmiş.
Kapadokya Gezisi
Mercan Dede
Müzisyen
“Kapadokya benim için masalsı vadilerde yankılanan güvercin kanatlarının sesi demek. Orası, günümüzün kaos yüklü hayatından gelenleri arındıran ve insanı iç sesleriyle yüzleştiren bir yer. Gidecek olanlara yeraltı mağaralarının mucizevî akustiğinde keman resitalleri dinlemelerini ve peri bacalarına yansıyan renk değişimlerini izlemelerini öneririm”